İslamiyet’in Doğuşu Ve Dünyada Genel Durum (Din ve İnanış)

Din ve İnanış

İslamiyet’in doğuşu sırasında, Bizans imparatorluğumun resmi dini Hristiyanlıktı.

    • Bizans imparatorluğu’nda Hristiyan Ortodoks mezhebi egemendi. Bizans’taki Patrik, aynı zamandatüm Ortodoksların dinî lideriydi.
    • Sasanilerin egemen olduğu İran’da halkın çoğu Zerdüşt dinine inanıyordu. Bu dinin esası iyilikle kötülüğün mücadelesiydi, iyilik tanrısının adı Ahuramazda (Hürmüz), kötülük tanrısının adı Angramanyu (Ehrimen) idi. İyi bir kişi her zaman Ahuramazda’nın yanında yer almalı ve kötülüklere karşı savaşmalıydı. İranlIlar, tanrıları Ahuramazda’ya ateş yakarak tapıyorlardı.
    • Kök Türkler, Gök Tanrı dinine inanıyorlardı. Göçler ve savaşlar sonucu Türkler arasında Maniheizm, Budizm, Zerdüştlük, Hristiyanlık ve Musevilik dinleri de yayılmış bulunuyordu. Hindistan’da en yaygın din, Hinduizm idi. Budizm Hindistan’da fazla yayılamamış; Çin, Tibet ve Japonya’da benimsenmişti.
    • İslamiyet’in doğuşu sırasında Çin’de Konfiçyüsçülük, Taoizm ve Budizm dinleri bulunuyordu.
    • Japonya’da Budizm’in yanı sıra Şinto dini de halk arasında yaygındı.
    • Orta Çağ’da Hristiyanlık bütün Avrupa ülkeleri arasında yayılmış ve güçlü bir kilise teşkilatı kurulmuş durumdaydı. Kuzey ve Batı Avrupa ulusları Katolikliği, Doğu Roma imparatorluğu içinde yaşayan Balkan ulusları ve Ruslar Ortodoksluğu benimsemişlerdi. Katoliklerin lideri Roma’da oturan papaydı. Papaya bu gücü sağlayan, sahip olduğu yetkilerdi. Bunların en önemlileri; aforoz, enterdi ve endülüjans idi.

– Kilise kanunlarına karşı gelenler aforoz edilirdi. Aforoz edilen bir kişi, Hristiyanlıktan kovulmuş sayılırdı.
– Enterdi; papanın, bir ülkeyi hükümdarlarıyla birlikte cezalandırması demekti. Enterdi ilan edilen bir ülkede kral ve imparatorların bütün yetkileri geçersiz sayılırdı.
– Endülüjans, Hıristiyanların günahlarından kurtulması için, papalar tarafından satışa sunulan el kâğıdıydı.
– Kilise, zaman zaman halktan vergi ve bağış adı altında para alıyordu. Tüm bunlar sonucunda din adamları, zengin ve ayrıcalıklı bir sınıf durumuna gelmişlerdi.

  • İslamiyet’ten önce Arapların çoğu putlara taparlardı. Her kabilenin ayrı bir putu vardı. Mekke kentindeki Kâbe Araplarca kutsal sayılır ve burada Arap kabilelerinin putları bulunurdu. Araplar, bu putları ziyaret için her yıl hac mevsiminde Mekke’ye gelirlerdi.
  • Haram aylar denilen hac mevsiminde kabile kavgaları olmazdı. Bu aylarda savaşmak yasaktı. Arabistan’da puta tapanların yanı sıra Musevilik ve Hristiyanlık gibi tek tanrılı dinler de bulunuyordu. Kâbe İslamiyet’ten önce de Araplarca kutsal sayılırdı.
bahar yayınevi uyarı
Sınavlara Hazırlık Arama Robotu
YGS & LYS TEOG KPSS TUS KPDS Ehliyet Sınavı PMYO JANA

Seçim esnek olup ilgili alanları seçiniz, Örneğin ehliyet sınavı için branş olarak matematik seçmeyiniz :)