Yabancı Dil Sorunu (Prof. Dr. Özcan Demirel)

Yabancı Sorunu
(Prof. Dr. Özcan Demirel)

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Özcan Demirel, 47 yıldır Türkiye'de yabancı dil öğretimi konusunda çalışmalar yapıyor. Yabancı dilin neden tam anlamıyla öğretilemediğini araştırıyor. Köy öğretmenliğinden, üniversite profesörlüğüne yükselen, eğitim sisteminin tüm aşamalarını iyi bilen Demirel'le Türkiye'nin dil politikasını, eksiklerini konuştuk.

Bir öğrenci yıllarca yabancı dil öğrenmek için ders alıyor. Neden tam anlamıyla öğrenemiyor?

– Anadolu liseleri ve kolejlerde öğrenciler 1500-2000 saat arası yabancı dil dersi görüyor. Ancak, büyük kısmı ODTÜ, Boğaziçi gibi üniversitelerin hazırlık sınıfında başarılı olamıyor. O zaman bu öğretim metodu tartışılmalı.

Dil pasaportu kelimesi çok kullanılıyor. Ne demek?

– Avrupa Birliği'nde yabancı dil öğretimine standart getiriliyor. Üye ülkelerde eğitim programı, sınav hazırlanması ve öğretmen eğitimi ortak standartlara göre yapılacak. Her Avrupa vatandaşı ve öğrencisinin beraberinde taşıması gereken bir belge dil pasaportu. Bu belgede kişinin bildiği diller ve düzeyleri gösteriliyor. Herhangi bir iş veya yükseköğretim başvurusunda bu belge isteniyor. Ayrıca, tek dil değil, gidilen ülkenin dilini derdini anlatır derecede bilmek isteniyor. Örneğin, AB'ye girdikten sonra Türkiye'ye gelecek antrenörlerden Türkçe bilmeleri istenecek. Çünkü, çok dillilik temel alınıyor. Eğitim sisteminin temeli de buna oturtuluyor.

SINIFTA ÖĞRETMEN DEĞİL, ÖĞRENCİ KONUŞMALI

Türkiye'deki dil öğretiminde nasıl bir hata yapılıyor?

– Milli Eğitim Bakanlığı ile 30 yıldır çalışı bu konuda. Anadolu Liseleri ve kolejlerin dil öğretimi programını her 10 yılda bir yeniledik. Ancak, devlet okulları eski teknikle çalışmaya dev vam etti. Tam 34 yıl sonra program yenilendi. Diğer okullarda yabancı dil eğitimi konusunda çağı yakalama, çağdaş yöntem ve teknikleri uygulamaya özen gösterdik.

Özel okulların hepsi de aynı düzeyde dil öğretmiyor değil mi?

– Doğru. Hepsi aynı düzeyde öğretemiyor. Bunu üniversitelerin hazırlık sınıflarındaki sınavlardan görüyoruz. Nedenleri farklı. Sınıf içi uygulamalara bakmalı. Bizim, kara kutuyu açma şansımız yok. Her sınıfta ne oluyor, ne bitiyor bilmiyoruz. Gözlem ve tahminimiz sınıf içinde dilin etkin şekilde kullanılmadığı yönünde. Öğretmelerin kullandığı yöntem ve tekniklerin çağdaş olduğuna inanıyoruz. Her özel okul iddialı bu konuda. Ancak, sınıfta öğretmen daha az konuşmalı, öğrenciye dil bilgisini kullanma, pratik yapma fırsatı daha çok verilmeli. Çocukları en fazla konuşturan, en iyi öğretmendir. Oysa yapılan araştırmalar, öğrenciler açısından dersin ancak yüzde 10'unun uygulamaya ayrıldığını gösteriyor. Zamanın yüzde 25-30'u gramere harcanıyor. Tabii ki dilin kuralları öğretilmeli. Ancak, önce çocuklar konuşmayı, dilin kendisini öğrenmeli. Çocuk ana dilini kurallarını bilmeden konuşmaya başlar. Biz önce gramer öğretiyoruz.

Ama, sınavlar da grameri ölçüyor.

Haklısınız. Yazılı, sözlü iletişim kuracak, okuduğunu anlayacak yeni bir ölçme değerlendirme sistemi kurulmalı. Sınav kağıtlarına bakınca dinleme becerisi ölçülmüyor, test edilmiyor. Çocuğun neyi, ne kadar anladığı bilinmiyor. Dinlemeyi öğretemezsek, çocuk konuşamaz. Konuşma dilin parçası ve bu beceri çok önemli. Karşılıklı konuşma ve dinlemeye ders sırasında zaman ayrılmalı. Oysa, yapılan tüm sınavlar dilin yapısı, kuralları ve kelime bilgisi test ediliyor. Buna göre dil bilip, bilmediği konusunda yargıya varıyoruz. Ölçme değerlendirme sistemi değişmeli.

I-POT'LA SOKAKTA DIL ÖĞRETİLEBİLİR

Yabancı dil öğretiminde yeni yaklaşımlar öğretmenlere veriliyor mu sizce?

– Dil öğretiminde öğretmenlerin nitelikleri önemli. TÖDER(Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği), Türkiye Özel Okullar Birliği ve diğer örgütlü kurumların sürekli yeni yöntemleri yabancı dil öğretmelerine öğretmesi gerekiyor. Ayrıca öğretmen istihdam politikası tekrar gündeme gelecek. Bu arada ana dil etkin öğretilmeli. Türkçe okuma becerisi verilmeli. Anadili bilmeyen yabancı dili öğrenemez. Öğrencilerin dil becerilerine bundan sonra bakmalı. Anadil becerisi bir daha verilmeli. Yabancı dili de sadece derste değil, televizyonda, dışarda, iPot'ları kullanarak öğretmeli. Sınıf dışı öğrenme de dil eğitiminde etkilidir.

Yabancı dil öğretiminde, yabancı öğretmen şart mı?

– Telaffuz bağlamında yeterli olabilir. Türk eğitimini, Türk öğretmenlerine bırakmak yararlı olur. Yabancı öğretmenlerden testlerin hazırlanması, konuşma becerisini geliştirmede danışman olarak yararlanılabilir. Yabancı öğretmenlerden de Türkçe'yi iyi bilmeleri istenmeli. 

Aile tutumu da önemli değil mi?

– Ailenin olumlu tutumu çok önemli. Öğrenme sürecine etkin katılım olmazsa istediğiniz kadar yatırım yapın bir şey olmaz. Çocuğun öğrenme isteğinin yüksek olması, öğrenme sürecine etkin olarak katılması gerekiyor. Pratik yapmalı.

Bunlar yapılırsa öğrenme kalıcı ve etkili olur. Dili uygulaması ve kullanması gerekiyor. Türkçe konuşurken bile hata yapıyoruz, yabancı dil konuşurken hata yaparsa hemen kızmamalıyız. Çünkü, o zaman çocuk çekiniyor ve kullanmıyor. Oysa teşvik etmek gerekiyor. Hatayı hemen yüzüne vurursak, konuşmaktan çekinir.

 

 

|» “Türkoloji Mak. – Genel” Sayfasına Dön! « |

Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

Sınavlara Hazırlık Arama Robotu
YGS & LYS TEOG KPSS TUS KPDS Ehliyet Sınavı PMYO JANA

Seçim esnek olup ilgili alanları seçiniz, Örneğin ehliyet sınavı için branş olarak matematik seçmeyiniz :)