Divân Edebiyatında Nazım Türleri: Türlü nazım şekillerinin konu bakımından adlandırılması nazım türlerini oluşturur. Nazım türlerinin incelenmesinde mısra ve kafiye düzeninin hiçbir önemi yoktur. Nazım şekilleriyle türler arasında kesin bir ilgi kurulamaz. Bazı konuların sürekli aynı nazım şekilleriyle yazılmış olması sadece gelenekle izah edilebilir. Tevhid: Allahın varlığından ve birliğinden bahseden manzumelere verilen isimlerdir. Belli bir nazım […]
Divân Edebiyatında Mesnevî: Arapça bir kelime olan mesnevî ‘sny’ sülasi mastarından meydana gelen, ikişer ikişer anlamı taşıyan bir kelimedir. Kelime Arapça olmasına rağmen bu dilde nazım şekli anlamıyla hiç kullanılmamıştır. Araplar kendi aralarında kafiyeli beyitlerden meydana gelen bu nazım şekline ‘müzdevice, recez, urcüze’ adını vermişlerdir. Mesnevî ismini ise Farslar kullanmıştır. Nazım şekli olarak mesnevî iki beyitten […]
Divân Edebiyatında Kaside Belli amaçla yazılmış şiir anlamına gelen kaside Divan edebiyatının nazım şekillerinden olup genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla kaleme alınmıştır. Kab bin Züheyr Peygamber efendimizin (s.a.v.) huzurunda bir kaside okuyunca Allah’ın resulü ona hırkasını vermiştir. Okuduğu kaside de buna bağlı olarak ‘Hırka Kasidesi’ ismini almıştır. Yıllar sonra kasidenin sunulduğu kişinin […]
Divân Edebiyatında Gazel: Arapça bir kelime olan gazel, kadınlar için söylenen güzel ve aşk dolu söz anlamındadır. Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım şekli gazeldir. Başlangıçta Arap edebiyatında müstakil bir şekil olarak karşımıza çıkmayan gazel, kasidelerin içinde bulunan ve tegazzül denilen bir bölümü ifade ederdi. Daha sonraları, özellikle Emeviler döneminde tek başına bir şeklin adı […]
Atabetü’l-Hakayık: 12. yüzyılın ilk yarısında Yüknekli Edip Ahmet Bin Mahmut tarafından kaleme alınmış manzum bir ahlak kitabıdır. Eser Muhammed Dâd Sipehsalar’a sunulmuştur. Müellif hakkında bilgi oldukça sınırlıdır. Onun 11. yüzyılın sonları 12. yüzyılın başlarında yaşadığı, Arapça ve Farsçaya hâkim olduğu, İslamî ilimleri tahsil ettiği ve gözleri görmeyen bir kimse olduğu bilgilerimiz arasındadır. Alî Şîr Nevâyî’nin […]
ÂŞIK PAŞA Âşık Paşa, 1272 yılında Kırşehir’in Asapgir beldesinde dünyaya gelmiştir. Babası Muhlis Paşa, dedesi Baba İlyas’tır. Şeyh İlyas da denilen bu kimse Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiş önemli bir mutasavvıf ve din adamıdır. Âşık Paşa, dedesinin öğrencilerinden Şeyh Osman’a mürit olmuş ve onun kızıyla da evlenerek bir akrabalık tesis etmiştir. Âşık Paşa, Selçuklu devlet idaresinin […]
ALÎ ŞÎR NEVÂYÎ Kaşgarlı Mahmut’un Divânu Lügâti’t-Türk isimli eserinde Türkçeyi Doğu ve Batı Türkçesi olarak ikiye ayırdığını biliyoruz. Alî Şîr Nevâyî Doğu Türkçesinin 15. yy. da yaşamış en önemli ismidir. Timurlular zamanında Herat ve Maverâü’n-nehr (nehrin öte tarafı) de bir kültür ve edebiyat muhiti oluşmuş, Herat üslubu denilen bir üslubun ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu […]
AHMET FAKÎH Çarh-nâme ve Kitâbu Evsâf-ı Mesâcidü’ş-Şerîfe isimli eserlerin şairi olarak tanınan Ahmet Fakîh’in gerçek hüviyeti henüz belirlenememiştir. Zira çoğu 13. yüzyılda yaşamış 5 farklı Ahmet Fakîh bulunmaktadır. Bununla beraber bu sayı belli kısaslar dâhilind e ikiye indirilebilir. Ahmet Fakîhlerden birincisi ‘Kutbu’l-Budelâ’ olarak tanınan Ahmet Fakîh’tir. Mevlânâ’nın babası Sultan Bahaüddin Veled’e intisap etmiş, onun öğrencileri […]
Divânu Lugati’t-Türk: Karahanlı devri Türk edebiyatının ilk örneklerindendir. Aynı zamanda Türk dilinin bilinen ilk numunesi ve ilk sözlüğü olma özelliğini taşır. Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072 yılında yazılmaya başlayıp 1077 tarihinde tamamlanmıştır. Eser Abbasi halifesinin oğlu Ebu’l Kasım Abdullah’a Bağdat’ta sunulmuştur. Lügatin elimizdeki yegâne nüshası 1266 tarihinde istinsah edilmiştir. Ali Emiri tarafından bulunan eser Türk dilinin […]
Divân Edebiyatında Kafiye ve Redif Kafiye: Başın arka tarafı, en se demektir. Edebiyatımızda ise; en az iki mısranın sonunda tekrarlanan, yazılışları aynı anlam ve görevleri farklı ses benzerlikleridir. Redif: Arkadan gelen anlamındadır. Revi: Bir beyitin son harfine denilmektedir. Mürde cismim iltifâtından bulur her dem hayât Ölürem ger kılmasan her dem b ana bir iltifât Revi: […]
Ahmedî Hayatı ve Eserleri – Beyi İnceleme 13. yüzyılın sonu Türk edebiyatı yavaş yavaş tekâmülünü tamamlar. 14. yüzyıldan itibaren de kuvvetli eserler vermeye başlar. 14. yüzyılın Türk edebiyat tarihi açısından en önemli simalarından biri kuşkusuz Ahmedî’dir. Şairin han Şairin iyi bir eğitim aldığı hatta belli bakımlardan aldığı eğitimi takviye etmek maksadıyla Mısır’a gittiği bilgilerimiz arasındadır. […]
15. YÜZYIL DİVAN EDEBİYATINA GENEL BAKIŞ 14. yy. da temelleri sağlamlaşan Divan edebiyatı hem mesnevî sahasında hem de diğer nazım şekillerinde kuvvetli eserler vermeye başlamıştır. 15. yüzyılın önemli bir şairi Fatih Sultan Mehmet’tir. Avnî mahlasıyla şiirler yazan Fatih’in ‘divançe’ hacminde bir eseri vardır. Hakeza oğlu II. Bâyezîd de Adlî mahlasıyla şiirler yazan bir şairdir. Bu […]