15 temmuz 2016 tarihinde “Yurtta Sulh Harekâtı” adıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup; Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmek ve yönetime el koymak amacıyla darbe girişiminde bulunmuştur. Kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde komuta kademesinde yer alan darbeciler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin resmi internet sitesi ve TRT'de bir bildiri yayınlayarak ordunun yönetime el koyduğunu ilan etmiştir. Bildiride ülke genelinde sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklanmıştır.
Darbeciler tarafından İstanbul Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri trafiğe kapatılmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde 50'ye yakın milletvekili olduğu sırada F-16 savaş uçakları ile 4 defa bombalanmıştır. Ankara Beştepe de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne darbeciler tarafından bombalama girişimi yapılmış ancak başarılı olunamamıştır. Yine Muğla'nın Marmaris ilçesinde tatilde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı savaş helikopterleri ile suikast girişiminde bulunulmuştur.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi darbeci askerler tarafından rehin alınmıştır.
Olaylar cereyan ederken gece yarısından sonra kamuoyunun önüne çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Face-Time vasıtasıyla CNN Türk haber kanalında açıklamada bulunmuş ve darbecilere “hiçbir şekilde müsaade edilmeyeceğini, halkın darbeye karşı tepki göstermek için meydanlara inmesi ve havalimanlarına gitmesi gerektiğini” söylemiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu çağrısıyla birlikte ülke genelinde ve bütün il merkezlerinde darbeye karşı protesto gösterileri başlamıştır.
16 Temmuz sabahında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin düzenlemiş olduğu operasyonlar neticesinde askeri darbe girişimi başarıyla bastırıldı ve darbe teşebbüsünde bulunan askerler silahları ile birlikte teslim alındı.
15 Temmuz gecesinde yaşanan olaylar neticesinde en az 100 darbeci asker ve en az 200 sivil vatandaş ve polis hayatını kaybetti. Darbede yaşanan olaylar sırasında 1500'e yakın kişi yaralandı. TSK içerisinden 8 binin üzerinde asker gözaltına alındı.
22 Temmuz tarihine kadar yargı mensuplarından, sivil siyaset mensuplarına kadar yaklaşık 10.000 kişi gözaltına alındı. Birçok hâkim, savcı, polis, askeri personel, kamu personeli görevinden alındı.
Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen ve örgütü tarafından yapıldığı anlaşılan darbe girişimine yönelik İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanununun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve Türkiye Cumhuriyeti'ni hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapmasını engellemeye ve cumhurbaşkanına suikast tertip etmeye teşebbüs suçlarından soruşturma başlatıldı.
21 Temmuz tarihinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan etti. Olağanüstü hal suresi 4'er aylık dönemlerle 2 yıl uzatıldı. OHAL süresi devam ederken FETÖ-PYD üyesi olan 160.000 kişi gözaltına alındı 50.000 kişi tutuklanarak cezaevine konuldu ve 150 bin kamu personelinin görevine son verildi.
Darbe girişimi sonrasında Amerika Birleşik Devletleri'nden FETÖ – PYD elebaşı Fethullah Gülen‘in iadesi istendi ancak Avrupa Birliği ve ABD sığınma hakkını gerekçe göstererek FETÖ elebaşısını iade etmedi. Bu darbe girişimi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 4. darbe girişimi olarak tarihe geçti.