İglo (İnuit dilinde iglu olarak da geçer) Eskimo dilinde ev anlamına da gelen, Eskimolar tarafından belli bir dönem (av sezonu) ya da sürekli yaşamak için yapılan kardan evlerdir. İglu kelimesi aynı zamanda çadır, buz dışında herhangi bir malzemeden (çamur, deri, taş, toprak, kaya, tahta) evleri de karşılayan bir kelimedir ama dünya genelinde buzdan ev anlamında kullanılmaktadır.
İglo evlerini kullanan Eskimolar (kendi dillerinde İnuit olarak bilinirler) genel olarak Kanada’nın kuzeyi, Alaska, Grönland ve Sibirya gibi soğuk bölgelerde yaşar ve buralarda avlanırlar. Eskimolar bölgelerde farklı adlandırılırlar. Kendi dilleri olan İnuit dilinde İnuit ‘insanlar’ anlamına gelirken, bazı yabancılar Eskimo kelimesini kuzeyde yaşayan ve pişirmek için yeterli materyale sahip olmayan bu insanları ‘yemeklerini çiğ yiyen’ olarak tanımlamıştır. Tundra bölgesinde yaşayan bu insanlar için toprak tarım yapmaya elverişli olmadığından hayatta kalmak için hayvanlara ihtiyaç duyarlar. Kış aylarında ise avlanırken hav şartlarından korunmak için igloları kullanırlar. Su kenarlarını tercih eder ve fazla uzaklaşmamaya özen gösterirler. Fok balığı avlayan Eskimolar, bu balıkların etini tüketmekle birlikte, derisini giysi, kemiklerini av aleti ve onlardan geri kalan parçaları enerji elde etmek için kullanırlar.
Yine de günümüzde Eskimoların teknoloji ve başka topluluklarla etkileşimden kaçamadıkları görülür. Eskiden kemikten yapılmış av aleti kullanan bu insanlar günümüzde metal zıpkınlara geçiş yapmışlardır. Ayrıca iglo yaparken de çeşitli inşaat malzemeleri kullanmaya başladıkları gözlemlenmiştir.
İgloyu yapmak için öncelikle sert bir zemin bulmak gerekir. Ne kadar kalın bir kar tabakası olursa, iglo o kadar dayanıklı olur. Bu kar tabakası, daire şeklinde temele oturtulacak kar blokları için uygun miktarda eşelenir. Bu zeminin iç tarafında kalan yerden kar testeresi ile bloklar kesilerek dairenin etrafı yükseltilir ve dairenin içi ile dışı arasında yükseklik farkı oluşturulur. Sulanmamış ya da buzlaşmamış olması önemli olan bu bloklar, üst üste dizilirken spiral bir düzen izlenir ve tuğlalar arasına kar ile bir nevi sıva yapılır. Bu sıvanın yapılma nedeni içeriye su damlamasını engellemektir. Tepede kalan açıklık ise içeriden doldurulabilir. İglonun yüksekliği içinde bulunacak insanların boyunu geçmemeli, genişliği de fazla olmamalıdır, bunlar iç kısmın dışarıya oranla sıcak tutulmasını engeller.
Kapı ise iglolarda çok önemlidir. Zira kapı bir koridor vazifesi görerek, ne kadar iyi konumlandırılırsa kar ve soğuğu o kadar dışarıda tutar.
Genellikle göçebe ailelerin kış kampı olarak düzenlenmiştir ama bunun yanı sıra grup halinde dolaşan avcı ve balıkçılar için de yapılır. Ayrıca topluluğun buluşması için daha geniş iglolar da yapılabilir. Yaz gelince ise bu göçebeler -tercihe bağlı olarak- hayvan derilerinden ya da çeşitli malzemelerden yaptıkları çadırlarda kalırlar. Ama kardan yapılan iglolar bu hayvan derisi iglolara oranla daha iyi yalıtımlı oldukları için kışın bir nevi kurtarıcıdırlar.
İglolarda ısının sağlanması temel olarak içinde yaşayan insanlara bağlıdır. İnsanların ısısı ve alanın küçük olması iglonun içini sıcak tutmaktadır. Bir iglo, yaklaşık olarak on dereceye kadar ısınabilmektedir. Öncesinde bir lambanın ısısı kullanılarak iglonun duvarları arasındaki kar eritilir dondurulduktan sonra daha da sağlamlaşır ve dışarıda yağan kar da iglonun üstüne doğal bir yalıtım malzemesi olarak yerleşir.
İglolarda içeriyi dışarıdaki soğuktan korumak için önemli olan şeylerden biri de kapıdır. Kapı direkt olarak dışarı açılırsa soğuk hava içeri dolacağı için genellikle iki kademeli olarak görünür. Dışarıdan içeri doğru gelen küçük dış kısmın ardından bir tünelden sürünerek geçilip içeriye ulaşılır. L şeklinde hem hayvanlar hem de soğuktan koruyacağı gibi, evin içine giriş yapılan kısım daha derindedir. Kişinin igloya sürünerek girmesi ve kapının küçük olması bedenin bıraktığı boşluklardan da pek soğuk girmemesini sağlar. Ayrıca igloyu oluşturan kar bloklarının içinde bulunan gözenekli yapı, ısı iletimini zayıf hale getirdiği için iglonun içine soğuk havanın girmesini engeller.
Eskimolar uyumak ve oturmak gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için de yere yaprak ve hayvan derisi kapatarak yerden gelen soğuğu keserler. Bu kısımlar dışında kalan yerler mutfak vb olarak kullanılır.
Ayrıca iglolar birbirine yakın olacak şekilde yapılır ve sürekli olarak eriyip dondukları için de sağlam yapıda olup kolay yıkılmazlar. Özellikle kutup ayıları giriş kapıları dar olduğu için içeri giremez ve iglo sert yapıda olduğu için de onu yıkamazlar. İglonun kubbe şekilli yapısı da igloyu fırtınalardan korur ve rüzgar nedeniyle yıkılmasını, parçalanmasını, kopmasını engeller.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İnuitlerin hayatı bölgeye yapılan askeri üsler ve radar istasyonlarıyla büyük ölçüde değişti. Birçok İnuit göçebe hayatı terk etse de hala göçebeliğe devam eden İnuitler mevcut durumdadır. Kültürlerini, mitolojilerini ve hikayelerini hala anadillerini kullanmaya devam ederek yaşatıyorlar.
1) İglonun kelime anlamı ev olup, genellikle kardan yapılır. Kar bloklarından yapılan bu yapılar yirmi kişiyi alacak kapasiteye sahip olabilir.
2) İglolar avcılar tarafından kendileri avlanırken ailelerini kışın çetin şartlarından korumak için yapılıyorlardı.
3) Eğer yapan kişi ustaysa, bir iglo 1-2 saat içinde yapılacak bir yapıdır.
4) İglo yapımında kullanılan malzemeler sadece kar ve testeredir.
5) Genel olarak üç çeşit kardan yapılma iglo vardır. Bunlardan en küçüğü sadece o av dönemi için kullanılan geçici iglolardır. Ortalama boyda olan ikincisi daha kalıcı olanların kullandığı iglolardır. En büyükleri ise bu ikisinin birleşimidir ve yirmi kadar kişiye kalacak yer sağlar.
6) Yetişkin bir insan iglonun tepesine çıksa da iglo parçalanmaz.
7) Buz ve kar yalıtım görevi gördüğü için insanlar kendi vücut ısılarıyla içeriyi ısıtabilirler.