Mucize Çocuk Uğur – [Ufuk Gültepe]

Mucize Çocuk Uğur
(Ufuk Gültepe)

Uğur güne yine şiddetli baş ağrılarıyla uyandı. Kendini çok yorgun hissediyordu. Sanki büün gece uyumamış da ağır bir işte çalışmış gibiydi. Yatağından güçlükle doğruldu. Dün gece gördüğü rüyayı hatırlamaya çalıştı. Biraz düşündükten sonra rüyasında bir yerin yandığını hatırladı. rüyanın çok saçma olduğunu düşündü;çünkü dün geceden hatırladığı tek şey yangındı. ama bu ilk değildi. Uğur son bir haftadır ya hatırlayamadığı,ya da çok az bir kısmını hatırladığı saçma sapan rüyalar görüyordu. Üstelik yatak tan yorgun kalkmalarda son bir haftadır oluyordu. Yorganı üzerinden attı ve tam doğrulacakken dün geceki rüyayı en ince ayrıntısına kadar hatırlamaya başladı. Rüyasında,okuduğu lisenin yanındaki büfenin yandığını ve o yangını da kendisinin çıkardığını hatırladı. İşin ilginç tarafı,uğur o büfenin sahibi Ahmet beyi hiç sevmez ve onun büfesini yakmayı hayal ederdi. Çünkü Ahmet bey çalışmaya ihtiyacı olmayan,sırf liseli kızlara daha yakın olmak için baba parasıyla o büfeyi açan sapık ruhlu bir insandı. Bu yüzden ondan nefret ederdi. Bir anda ondan nefret ettiği için bunun bilinç altına yerleştiğini,bu şekilde rüyalarına girdiğini düşündü. Peki son bir haftadır gördüğü saçma rüyalar ne anlama geliyordu. Uykudan yorgun bir halde uyanmasının bu rüyalarla bir alakası var mıydı. Bir anda saate baktı. Okula geç kalmak üzereydi. Baş ucunda duran gömleğini ve pantolonunu giydi. Hızlı bir şekilde odadan çıktı. Annesi kahvaltıyı hazırlamıştı. Oğlunun mutfağa geldiğini gördü.

“Günaydın oğlum. ”
“Günaydın anne. ”
“Oğlum bu ne telaş. ”
“Okula geç kaldım anne. ”
Annesi saate baktı ve saatin epey geçtiğini gördü. Üzgün bir şekilde uğura dönerek:
“Çok üzgünüm oğlum zamanın farkında değilim. Nasıl oldu anlamadım. Allah kahretsin bu günlerde unutkanlığım üzerimde. ”
“Önemli değil anne. Okula yetişmem fazla uzun sürmez. ”
Annesi uğurun gözlerinin kızarmış olduğunu gördü ve oma dönüp:
“Oğlum ne oldu ? Gözlerin şarap çanağına dönmüş. ”
“Bilmiyorum anne,kalktığımda böyleydi;ama merak etme. Bir iki saate düzelir. ”

Uğur annesinin hazırladığı sofradan bir iki parça bir şeyler alıp dışarı çıktı. Okula doğru yürümeye başladı. Allahtan fazla uzak değildi. Yürürken bir yandan da dün gece ki rüyayı ve son zamanlarda uykundan yorgun uyanmalarını düşündü. Bu kendi psikolojik durumuyla ilişkilendirdi. ÖSS ye üç ay gibi kısa bir zamanın kalması,son zamanlarda derslere aşırı derecede çalışmaya zorlamıştı onu. . Bu tempoda çalışmak da onun psikolojisini bozmuş olmalıydı. Okula iyice yaklaştı ve uzaktan bir kalabalık gördü. Biraz daha yaklaşınca kalabalığın,Ahmet beyin büfesinin önünde toplandığını gördü. Biraz daha yaklaştı ve gördüğü manzara karşısında neye uğradığını şaşırdı. Büfe tamamen yanmış ve içinde hiçbir şey kalmamıştı. Ahmet bey sinirli bir şekilde etrafa küfürler savuruyordu. :

 

“Söyleyin lan,kim yaptı bu şerefsizliği bana ,konuşun lan!Biliyorum hiç kimse sevmiyordu beni bu semtte. Hiç kimse çekemiyordu beni. Biliyorum mutlaka sizden biri yaptı bunu. ” Ahmet söylediklerinde haklıydı. Çünkü sadece uğur değil,diğer öğrenciler ve çevredeki esnafta Ahmet i sevmiyordu. Mutlaka onlardan biri yapmış olmalıydı. Kaza veya ihmal olamazdı.

Uğur manzarayı gördüğü ilk andan beri çok şaşırmıştı. Dün gece rüyasında gördüğü şeylerin gerçekten yaşandığını düşünmek onun tüylerini diken diken ediyordu. Nasıl olmuştu da rüyasında gördüğü şey gerçek hayatta da olmuştu. Ya da gerçek hayatta yaşanan bir olay rüyasına girmişti. Uğur o kadar şaşkındı ki ne düşüneceğine bile karar veremiyordu. Bir anda içini,nedenini bilmediği bir suçluluk duygusu kapladı. O kalabalıktan biran önce ayrılmak istedi. Yavaş yavaş uzaklaşarak Oradan ayrıldı. İleride gördüğü bir bankın üzerine oturup düşünmeye başladı. Yoksa dün gece gördüğü rüya gerçek miydi?O büfeyi gerçekten kendisi mi yakmıştı?Uykudan yorgun bir şekilde uyandığını bilmek onu daha da şüphelendirdi. Bir müddet daha düşünüp orayı kendisinin yaktığına karar verdi. Çünkü kendisi uyurgezerdi ve bir çok gece evdeki eşyalara zarar vermişti. Ama evin dışına hiç çıkmazdı. Bunu düşünmek kendisini biraz rahatlattı. ”

 

Daha öncede uykumda geziyordum;ama evden dışarı çıkmazdım. Dün gece nasıl oldu da dışarı çıktım ve o kadar yol gidip büfeyi yaktım. Bütün bunları yapmama imkan yok. gördüğüm rüyada altıncı his gibi bir şey olmalı. Çünkü hislerim baya kuvvetlidir. Daha öncede ı olayları önceden tahmin ettiğim olmuştu. Tabi canım tabi. Kesinlikle ben yapmış olamam. Boşu boşuna bu kadar dert ettim kendime. ”diye düşündü kendi kendine. Artık büfeyi kendisinin yakmadığına inanıyordu. Üzerindeki suçluluk duygusu gitmişti. Kalkıp okula gitmeyi düşündü;ama saat epey geç olmuştu. Şimdiden sonra okula gidemezdi. Eve erken giderse de annesi bir ton soru soracaktı. en iyisi burada oturup okulun dağılma saatinin gelmesini beklemekti. Uğur bir müddet daha orda oturdu. Okul dağılınca sanki tüm gün okuldaymış gibi eve gitti. Anne ve babasına vermedi. Onlarda uğurdan şüphelenmediler zaten. Akşam yemeğini ailesiyle birlikte yedikten ve biraz televizyon seyrettikten sonra odasına çekildi. Bütün gün yaşadığı şeyleri düşündü. Her ne kadar Ahmet beyi sevmese ve her zaman onun büfesini yakmayı hayal etse de,büfenin ve Ahmet'in halini gördükten sonra olanlara üzülmüştü. Daha sonra büfenin nasıl yanmış olabileceğini düşündü. Türkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri, Öss Soruları, Geçmiş Yılların Öss Oks Kpss Soruları

 

Muhtemelen elektrik kontağından veya Ahmet'in unuttuğu bir sigaran olmalıydı. Peki ya bunları kendini avutmak için söylüyorsa. gerçekten gördüğü rüya ve bu olanlar arasında bir bağlantı varsa. O anda beyninde bir şimşek belirdi. Gerçekten uzun süreden beri Ahmet'in büfesini yakmayı hayal ediyordu. Ve dün gece rüyasında büfenin yandığını gördü. Aynı anda büfe gerçekten yandı. Aklına bir deneme yapmak geldi. O gece bir şeyi çok düşünerek bilinç altına itmeyi sağlayacak ve gerçekten dün geceki yangını kendisi çıkarmışsa düşündüğü şeyin bu gecede gerçekleştiğini görecekti. Hemen düşünmeye başladı. Yan komşuları Mesut bey geldi aklına. Onu da hiç sevmezdi. Çünkü mesut bey mendebur suratlı,ihtiyar bunağın tekiydi . hiç kimseyle geçinemezdi. Uğurun aklına gelen ilk şey Mesut beyin 76 anadol marka arabası oldu. Bu tarih öncesinden kalma her sabahın köründe çok büyük bir gürültüyle çalışıyor ve sahibinin sevilmezliğini bir kat daha arttırıyordu. Mesut bey araba yı kullanmasa bile her sabah çalıştırıyor ve Uğuru rahatsız ediyordu. Uğur bu arabanın lastiklerini patlattığını hayal etti ve bu düşünceyle uykuya daldı. sabah altı civarı uykudan uyandı. Yatağından doğruldu. Kendini,bir şeyleri unutmuş gibi hissediyordu. Dün geceki düşünceleri geldi aklına. Ve rüya görüp görmediğini hatırlamaya çalıştı. Yavaş yavaş bir şeyler anımsamaya başladı. Rüyasında Mesut beyin arabasının lastiklerini patlattığını,camlarını kırdığını ve arabayı ters çevirdiğini hatırladı. Bu kadarda olmaz,dedi kendi kendine. Saçmaladığını düşündü ve tekrar yatağa uzandı. O gün cumartesi olduğu için iki saat daha uyudu. Saat sekiz gibi bağrışmalarla yatağından fırladı. Mesut beyin sesini duydu. Mesut bey çok büyük bir sinirle bağırıyordu:
“Hangi alçak yaptı bunu. Şu arabanın size ne zararı vardı. Allah rızası için biri polis çağırsın. ”

 

Uğur kafasını camdan çıkardı ve dehşete kapıldı. Araba tıpkı dün gece hayal ettiği gibi lastikleri patlatılmıştı. bu kadar da değil. Tıpkı rüyasında gördüğü gibi,araba aynı zaman da ters çevrilmiş ve camları da kırılmıştı. Uğurun tüyleri diken diken oldu. Öylece kalakaldı. yarım saat boyunca hiçbir vermeden bir noktaya baktı. Demek geçen geceki yangınında sorumlu kendisiydi. gerçekten hayal ettiği şeyler iki gecedir gerçekleşiyordu. Peki ya arabayı nasıl ters çevirmişti. Koskoca arabayı çevirmeye kesinlikle gücü yetmezdi. ne yapacağını şaşırmıştı. Hemen telefona sarıldı. En yakın arkadaşı ali yi aradı. Derhal kendilerine gelmesini söyledi. Yarım saat sonra Ali geldi. Evin zilini çaldı. Kapıyı Uğurun annesi açtı:

 

“Günaydın Leman teyze. ”
“Günaydın Ali. hayrola bu saatte. ”
“Uğurla görüşmem lazım da nerde kendisi?”
“Odasında. Uyuyor galiba. ”

 

Ali odaya,Uğurun yanına geldiğinde Uğurun rengi atmıştı. Uğur aliyi gördüğüne hiçbir tepki vermemişti. Ali Uğurun bu halini görünce çok şaşırdı. Hafif bir sertlikle:
“Ne oldu oğlum sabah sabah?Ne bu halin hayalet görmüş gibisin. Niye çağırdın beni?Konuşsana Uğur. ”
Ali uğura,kendine gelmesi için bir iki tokat patlattı. Uğur zor bela kafasını çevirip ”geldin mi?”dedi. Ali Uğuru yatağa oturtturdu.
“Uğur sen iyi misin,ne oldu sana,niye sabahın köründe aradın beni?”
Uğur üzerindeki şaşkınlığı atmış gibiydi.
“Çok tuhaf şeyler oluyor son bir haftadır. Gerçekten tuhaf şeyler oluyor.

 

“Anlatsana uğur,dün niye gelmedin okula,bu gün de bu halde buldum seni;ne oluyor son bir haftadır?”
Uğur son bir haftadır gördüğü rüyaları ve uykudan yorgun uyanmaları Aliye anlattı. Daha sonra Ahmet beyin büfesinin yandığından haberi olup olmadığını sordu Ali ye. Ali de bildiğini söyledi. Uğur aliye “o büfeyi ben yaktım” dedi. Ali “nasıl olur” diye tepki verdi. Uğur başladı anlatmaya:

 

“Son bir haftadır saçma sapan rüyalar görüyordum. Sokaklarda salak salak gezdiğimi,Oradan oraya koştuğumu,evleri arabaları tekmelediğimi,bazen de uçtuğumu görüyordum. Sabahları da inanılmaz bir yorgunlukla uyanıyordum. Sanki bu gördüklerimin hepsini yaşamışım gibi. en son Ahmet in büfesini yaktığımı gördüm rüyamda. Tabi yine çok yorgun uyandım uykudan. Okula giderken büfenin gerçekten yandığını gördüm. Acaba gerçekten ben mi yaptım diye düşündüm. Denemek için dün gece de komşumuz Mesut beyin arabasının lastiklerini patlattığımı düşünerek uykuya daldım. Sabah leyinde Mesut beyin bağırışlarıyla uyandım. Gerçekten de arabasının lastikleri patlatılmıştı. Bu kadar da değil. camları da kırılmış ve en önemlisi araba ters çevrilmişti. Tamam,belki camları kırmış ve lastikleri patlatmış olabilirim. Peki ya arabayı nasıl ters çevirdim akıl sır erdiremiyorum. ”

 

Ali Uğur un olduğunu biliyordu ama bu kadarının olacağını da tahmin etmiyordu. O da bir müddet düşündükten sonra ”Emin misin. gerçekten sen mi yaptın. ”
“Kesinlikle ben yaptım. Yaşanan bunca şey tesadüf olamaz. Ama arabayı nasıl ters çevirdim bir türlü anlam veremiyorum. ”

 

Ali Uğuru o kadar çok severdi ki,söylediklerinden en ufak bir tereddüt bile duymadı;hemen inandı. Uğuru da tüm bu olanlardan emin olmak istedi. Acaba nasıl çıkmıştı dışarı?evlerinden gece on birden sonra alarm sistemi devreye giriyordu. Kapıdan çıkmış olamazdı ailesine gözükmeden. Kendi odasının camından da çıkmış olamazdı. Çünkü odası ikinci kattaydı. Aliyle beraber tüm gün bunları düşündü. Uğur alinin o gece kendisiyle kalmasını istedi. Ali uzun uğraşlar sonucunda ailesinden izin alabildi. Akşam yemeğinden sonra Uğurun odasına çekilip ne yapacaklarını düşündüler. Alinin aklına ilginç bir fikir geldi. Ali o gece uyumayacak ve Uğurun ne yaptığına bakacaktı. Bu fikri Uğur da beğendi. Uğur hemen uyumak istedi ama bir türlü uyuyamadı. Ali Uğurun daha önce rüyasında uçtuğunu söylediğini hatırladı. Ondan uçmayı hayal etmesini söyledi. Uğur gözlerini kapadı. Bir kuş gibi uçtuğunu hayal etti. Yirmi dakika sonra uykuya daldı. Aradan bir saat geçmesine rağmen Uğur'da hiçbir hareket yoktu. Ali pür dikkat Uğuru seyrediyordu. Çok uykusu gelmişti. Tam dalacak gibi olmuşken Uğurun doğrulduğunu gördü. Uğur ayağa kalktı ve cama doğru yürüdü. Ali merakla Uğurun ne yapacağını bekliyordu. Uğur camı açtı ve bir anda kendini boşluğa bıraktı. Ali arkasından koştu ve aşağıya baktı. Gördüğü manzara karşısında şok oldu. Uğur boşlukta duruyor ve bir sağa bir sola gidiyordu. Daha sonra gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Ali korkudan ne yapacağını bilemedi ve olduğu yere yığıldı.

 

Ali sabaha karşı gözlerini açtı. Anlamsızca sağa sola baktı. Birden gece yaşananlar aklına geldi. Arkasını dönüp baktığında uğurun yatakta uyuduğunu gördü. Hemen yanına gidip uyandırmaya çalıştı.
“Uğur kalk oğlum kalk!Uğur kalksana ulan,kime diyorum. ”

 

“Ne var oğlum sabahın köründe. Ne oldu?”
Ali dün gece yaşananları nasıl anlatacağını bulamıyordu. çok heyecanlıydı. Şaşkın bir ifadeyle:
“Dün gece olanları hatırlıyor musun?”
“Hayır,ne oldu ki dün gece?”
“Gerçekten hatırlamıyor musun?”
Uğur anlamsız bakışlarla Alinin ne anlatacağını bekliyordu. Ali:
“Yahu dün gece ben senin başında bekledim ya,senin uyku sırasında ne yapacağını görmek için. ”
Uğur yavaş yavaş dün geceyi hatırlamaya başladı.
“Tabi yaa!EEE ne oldu dün gece. ?”

 

Ali olanları heyecanlı bir şekilde anlatmaya başladı:
“Sen yattıktan sonra,ben gözlerimi senden ayırmadım. Birden doğruldun ve cama doğru ilerledin. Camı açıp aşağıya atladın. Hemen arkandan koştum. Aşağıya baktım ve senin uçtuğunu gördüm. Daha sonra yükselerek uzaklaştın. Ondan sonra ben bayılmışım. Uyandığımda sen yatakta yatıyordun. Yani gerçekten düşündüğünü uykunda gerçekleştirdin. Peki rüyanda ne gördün?
Uğur ilk başta bir şey hatırlamadığını söyledi. Bir müddet daha düşündü ve:
“Evet,hatırlıyorum. Rüyamda uçtuğumu görüyordum. Şehrin parlak ışıkları hâlâ gözümün önünde. ”
Ali meraklı bir tavırla:

 

“ Peki bütün bunlar ne anlama geliyor. Bunları kendi isteğinle mi yapıyorsun ,yoksa istem dışı mı?”
Uğur da bütün bu olanlara bir anlam veremiyordu. Acaba bu kendisine verilmiş bir yetenek miydi?
Yoksa psikolojik bir problemi mi vardı. Uğur bir ay önce bisikletiyle kaza yapıp beyin travması geçirmişti. Acaba bu olanların o kaza ile bir bağlantısı var mıydı?Uğur henüz bu sorulara cevap bulamamışken bambaşka bir soru ile daha karşılaştı. Acaba uyanıkken de bütün bunları yapabilir miydi?Yani uyanıkken de iki tonluk bir arabayı ters çevirebilir miydi?Kuşlar gibi uçabilir miydi?Artık Uğurun tek bir amacı vardı. tüm bu sorulara cevap bulmak ve bu yeteneğini istediği gibi kullanabilmek…

|» “Sizden Gelenler” Sayfasına Dön! « |

Sınavlara Hazırlık Arama Robotu
YGS & LYS TEOG KPSS TUS KPDS Ehliyet Sınavı PMYO JANA

Seçim esnek olup ilgili alanları seçiniz, Örneğin ehliyet sınavı için branş olarak matematik seçmeyiniz :)