Yorulanlar (Hüseyin Nihal ATSIZ)

Yorulanlar
(
Hüseyin Nihal )

Bir yarış başladığı , ilk anlarda bütün yarışçılar aynı hizada, aynı enerji ile koşarlar. Biraz sonra bir takımın azıcık geride kaldığı görülür. Daha sonra yarışçıların önde,ortada, arkada, en geride olmak üzere bir kaç gruba ayrılması mukadderdir. Fakat henüz hiç birisinde yılgınlık yoktur. Hatta zaman geçtikçe arkadakilerden bazılarının öndekilerden bazılarını geçmesi, öndekilerden bazılarının da kesilerek daha gerilere kalması olağandır.

 

Nihayet kritik anlar gelir. Mesafe uzamış,ciğerlerle kaslar yorulmuş, sinir gücü yıpranmıştır. Artık bundan sonrası inanç, ve şeref meselesidir.

 

Turlar birer birer atlandıkça koşucuların arasındaki mesafeler çoğalacaktır. Yorulanlar birer ikişer,türlü bahanelerle yarışı bıraktıkları, onu şeref ve inanç meselesi yapanların ise yarışa devam ettikleri görülecektir. Yarışanların arasına bazılarının pek bitkin olduğu, fakat karakterleri icabı yarışı bırakmadıkları sezilecektir. Hatta bu bitkinler arasında,en ileride koşanlardan bazıları da vardır. Kimisi de maddi gücü elvermediği için çok geride kalmış olmasına rağmen ruh ve inanç kuvvetiyle yarışmaktadır.

 

Uzun yarışı bitirenler, başlayanlara göre oldukça azdır. Hatta bunlar arasında yarışı bitirdikten sonra kalb durmasından ölenler de bulunabilir.

 

İpi ilk göğüsleyenlerle son göğüsleyenler arasında bazen çok uzun zaman da bulunabilir. Fakat bu sonuncular maddi olarak kaybettikleri yarışta şeref ve karakter mükafatını kazanmışlardır.

 

Bütün yarışlar böyledir. Yarış başlarken pek neşeli olanların,büyük bir hızla ileriye atılıp ilk hamlede diğerlerini geçenlerin, biraz sonra yorulup yarışı bıraktıkları çok görülmüştür.

 

Yarışı terkedenler arasında da karakter farkı vardır. Soluğun tıkandığını, gücünün yetmediğini itiraf eden yiğit pek azdır. Çoğunluk yarış arkadaşlarında suç bulmak sevdasındadır. Bunlar yarış arkadaşları tarafından boyuna yollarının kesildiğini, kendilerine kasdi çarpmalar yapıldığını, deparda ötekilerin nizamsız olarak daha önce fırladıklarını söyler. Bunların aslı, faslı yoktur.

 

 

Dünya durdukça yarışlar böyle olacaktır.kendisini ölçmeden yarışa katılan zayıflar, yarı yolda yarışı bırakacak, sonra bir bahane uyduracaktır.

 

Mızıkçılık bir çok insanların mayasıdır. Kendi kendisini eğitemeyen insanlar yaşlanıp kocasalar bile mızıkçı çocuk olarak kalırlar. Mızıkçılık, kendi eksikliğini ve başarısızlığını başkasına atmak hastalığıdır.

 

Kendisini atlet sanıp da yarışa giren kimse bu alandaki kabiliyetsizliğini bilmiyorsa ciddiyetten yoksunmuş demektir.

 

Her yarış bir davadır. O davanın adamı olmak gerektir. Halterci ile güreşçinin koşuda işi ne? Onlar koşuya elverişsiz yapılarıyla yarışabilirler mi? Halter ve güreş de spor olduğu için onları yarış sporu ile karıştırmak ne büyük gaflettir. Yük kaldırmak başka, koşmak başkadır. Ağırlık kaldıran adam halterci olabilir fakat yarışçı… Asla!…

 

Yarışlar böyledir. Yarı yolda yorulup bırakanlar bulunur. Hatta yarışı terk etmeden önce yanındakine çelme atanlar da bulunabilir. Bunlar olağandır.

 

Dünya durdukça yarışlar yapılacak ve onu şerefle bitirenler, az da olsa, daima bulunacaktır.

 

Ötüken, 15 Haziran 1964

 

: Nihal-Atsız.Com

 

|» H. Nihal ATSIZ Sayfasına Dön! « |

Sınavlara Hazırlık Arama Robotu
YGS & LYS TEOG KPSS TUS KPDS Ehliyet Sınavı PMYO JANA

Seçim esnek olup ilgili alanları seçiniz, Örneğin ehliyet sınavı için branş olarak matematik seçmeyiniz :)